GÜÇLÜ BİR TOPLUMUN İNŞASINDA ANNE BABANIN ROLÜ: Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in huzuruna bir adam gelerek, “Ey Allah’ın Resûlü! Mükâfatını Allah’tan bekleyerek hicret ve cihad etmek istiyorum.”


Bu Yazımızda Neler Bulacaksınız ? Göster

GÜÇLÜ BİR TOPLUMUN İNŞASINDA ANNE BABANIN ROLÜ

Tarih: 04.04.2025

Muhterem Müslümanlar!

Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in huzuruna bir adam gelerek, “Ey Allah’ın Resûlü! Mükâfatını Allah’tan bekleyerek hicret ve cihad etmek istiyorum.” dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s), “Annen ve baban hayatta mı?” diye sordu. Adam, “Evet, ikisi de hayatta.” deyince Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), ona şu öğüdü verdi:

“Öyle ise anne babana dön ve onların gönüllerini al.”[1]

Aziz Müminler!

Yüce Rabbimizin bize bahşettiği en kıymetli nimetlerden biri de anne ve babamızdır. Annemiz; gönlümüze şefkat ve muhabbet tohumları eken, bize iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hakkı batıldan ayırma şuuru kazandıran ilk öğretmenimizdir. Annemiz; aileyi ayakta tutan, evladına karşılıksız sevgi veren, insanlığa faydalı nesiller armağan eden rahmet ve merhamet nişanesidir. Babamız ise; hayatın zorlukları karşısında sırtımızı yaslayacağımız ulu bir çınardır, her türlü kötülüğe karşı sığınabileceğimiz güçlü bir kaledir. Hülasa, anne ve babamız; sabırla bizleri geleceğe hazırlayan, yerleri asla doldurulamayacak mümtaz şahsiyetlerdir. Onlara saygı, Allah’a saygıdır. Onlara hürmet, Allah’a hürmettir. Duaları, cennetin anahtarıdır. İslam’a uygun meşru istek ve tavsiyeleri ise huzurun kaynağıdır.

Kıymetli Müslümanlar!

Sorumluluk sahibi bir anne; Hz. İsmâil için bütün sıkıntıları göğüsleyen, onun maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak için koşuşturan Hz. Hâcer gibi olmalıdır. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizi yetiştiren Ehl-i Beyt-i Mustafa’nın nadide goncası Hz. Fâtıma gibi olmalıdır.

Sorumluluk sahibi bir baba ise;

“…Haydi yavrum gel, sen de bizimle birlikte gemiye bin…”[2]

diyen Hz. Nûh gibi evladını kötülüklerden kurtarma gayreti içinde olmalıdır.

“Yavrucuğum! Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır...”[3]
tavsiyesi ile çocuğuna hesap verme bilinci aşılayan;
“Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelen musibetlere sabret…”[4]
nasihatiyle onu namaza, iyiliğe ve hakikate yönlendiren;
“…Yeryüzünde gururla, kibirle yürüme!... Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini de yükseltme…”[5]
tavsiyesiyle de nezaket ve görgü kurallarını öğreten Hz. Lokmân gibi olmalıdır.

 

Değerli Anne Babalar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:

وَإِنَّ لِوَلَدِكَ عَلَيْكَ حَقًّا
“Çocuğunun da senin üzerinde hakkı vardır.”[6]

Dinimize göre; çocuklarımızı helal rızıkla beslemek, onlara Allah’ın razı olacağı güzel isimler vermek ve şefkatle muamelede bulunmakla yükümlüyüz. Onları; vatanını, devletini ve milletini seven; milli ve manevi değerlerine bağlı, hayırlı bir insan olarak yetiştirmekle mesulüz. Kur’an-ı Kerim’i ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in örnek hayatını öğretmek, sahih dini bilgiyle buluşturup İslam ahlakıyla donatmak, çocuklarımızın üzerimizdeki hakkıdır.

Kıymetli Müminler!

Bugün çocuklarımız, dünya ve ahiretlerine zarar verecek büyük tehlikelerle karşı karşıyadır. Yavrularımız; alkol, kumar ve uyuşturucu bataklığına, fuhuş tuzağına çekilmek istenmekte; zararlı akımlar ve batıl ideolojiler gençlerimizi esir almaya çalışmaktadır. Dolayısıyla evlatlarımızın Allah’ın razı olacağı bir kul, topluma ve insanlığa faydalı bir birey olmaları için daha çok çaba göstermeliyiz.

وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۖ
“…İyilikte ve takvada yardımlaşın, kötülükte ve düşmanlıkta yardımlaşmayın...”[7]

emrine uyan, toplumsal huzuru ve barışı sağlayan bir nesil için daha fazla gayret göstermeliyiz. Özümüzle, sözümüzle ve davranışımızla çocuklarımıza örnek olmalı; onları ilgimizden ve sevgimizden mahrum bırakmamalıyız. Unutmayalım ki, güçlü bir toplum inşa etmenin yolu; inancına, ibadetlerine, tarihine ve kültürüne bağlı, kutsal değerlere saygılı, namazlarını kılan, Allah’ın emirlerine uyan ve yasaklarından uzak duran bir nesil yetiştirmektir.

Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum:

“Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir miras bırakmamıştır.”[8]

[1] Müslim, Birr, 1.

[2] Hûd, 11/42.

[3] Lokmân, 31/16.

[4] Lokmân, 31/17.

[5] Lokmân, 31/18-19.

[6] Müslim, Sıyâm, 183.

[7] Mâide, 5/2.

[8] Tirmizî, Birr, 33.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü